instagramda @gercekkitapseverler grubuyla Ocak ayında jurnal okuduk. Cemil Meriç 'in günlüğü diyebiliriz. Aslında yayınlanmasını istememiş bunu baştan bilseydim okumazdim sanırım. Bu ülke isimli kitabında kendi seçtiği kısımlar varmış. İlk onu okumak gerekirmiş. Çok benim tarzım olmayan bir kitap ama farklı görüşleri de okumak lazım ara sıra.
vee sevgili kitap kurdu motifcan arkadaşlarla beraber güneşi uyandıralım okuduk. Sevgili Zézé'nin yürek burkan yaşamından bir kesit.
Bu aralar kırmızı oda isimli diziye takıldım. Son zamanlarda ne yaşamışım ben diyorum sorguluyorum. Neler yapıyorum zor bir işte çalışıyorum nobetli geceli gündüzlü evlilikte 20 seneyi aştık iyisiyle kötüsüyle inşallah daha uzun zamanları beraber geçirelim. Bir evlat yetiştirmeye çabalıyoruz Allah herkesin evladına sağlık versin. Öyle şeyler farkettim ki son bir iki sene de ; örgü örüyorum misal veya senelerdir kitap okurum her şeye yetişmeye çalışan bir hal var üzerimde ama içimde hep eksik yapıyorum yetişemiyorum yetersizlik duygusu beynimi kemiriyor. Neden mi çocukluğumdan , çocukken gençken ilmek ilmek işlenen duygulardan. O bulaşık iyi yıkanmamış o yerler öyle supurulmez çamaşırı güzel yıka yemek yaparken etrafı dağıtma o öyle orulmez bu böyle dikilmez vs vs vs. Çok uzun oldu yazı sıkıldık bence . Velhasıl kelam kendine dön bak gerçekten yetersiz misin yoksa yetersizlik duygusu sana ilmek ilmek işlenmiş mi ,ne dersin ?
Ah ah büyüklerimiz insani temel almak yerine iyi yetiştireceğiz diye işe işleyişe odaklanınca insan kalbini es geçiyor. Bir kısmı ise çocuğunun önündeki tüm engelleri kaldırıyor. Ortayi bulacak miyiz ki günün birinde
YanıtlayınSilSevgiler
Şu aralar doğru yoldayım diye düşünüyorum ama doğrumu düşünüyorum bilemedim :)
SilYetersizlik duygusunda o kadar haklisin ki bundan dolayi mutsuzuz bence çoğumuz. Kendimizi başarısız hissediyoruz
YanıtlayınSilO duyguyu aşmamız gerek ama nasıl ?
SilCemil Meriç'ten Mağaradakiler isimli kitabı okumuştum. O sıra bana biraz ağır gelmişti doğrusu. Siyasete falan da değiniyordu çünkü. Bu kitabını biliyordum ama yayınlanmasını istemediği bir kitap olduğunu bilmiyordum. Bir yazarın yayınlanmasını istemediği şeyler bana onun özeli gibi geliyor. Ama diğer yandan misal Kafka tüm kitapları yakılsın istiyormuş. Yakılsaydı onu asla okuyamazdık. Bu bakımdan yazar istemese de bazen iyi ki yayınlanıyorlar. Belki biraz bencilce ama böyle düşünüyorum :) Zeze'nin öyküsünü çoook severim. Ama seride favorim ilk kitap Şeker Portakalı. Orada daha bir masum gelir bana. Masum ve bu yüzden daha bir hüzünlü. Son olarak kolay gelsin size :)
YanıtlayınSilTeşekkür ederim. Şeker portakalı hem hüzünlü hem eğlenceli gelmişti bana da. Güneşi uyandıralım da fena değil bakalım delifisek nasıl gelecek. Ama her türlü hüzünlü zor bir hayat. Yazarların isteklerine özeline saygı diyorum ama Kafka konusunda katılıyorum size ,😁
Silemaan boşver o duyguyu sal gitsin kendini ya hiçbizaman hiçbişi yetişmez ki :) güneşi uyandıralımdaki maskeli balon ne şeker düşünce :)
YanıtlayınSilTamam bosveriyorum maskeli balon 🎈 bicirik tifilcan mesai arkadaşımızın emeği bize nöbet arkadaşı yapmış sağolsun :)
SilEl işi ne kadar güzel oluyor , göz alıcı,elinize sağlık.
YanıtlayınSilİşiniz zor, kolaylıklar dilerim.
Ah o çocukken bilinçaltına işlenenler. Öyle derine gömülüyor ki farkına bile varamıyorsun ama sonuçları ile cebelleşiyorsun:)
YanıtlayınSilÜstünü kapatıyoruz yada kapattigimizi zannediyoruz.
Sil