Meydan okumanın sonuna geldik

Şubat ayı boyunca her gün bir konu başlığına bir yazı hazırladık. Meydan okumayı sevdim kendi adıma. Benim için bloguma hergün yazı yazmak ilk kez yaşadığım bir deneyimdi. Farklı ve eğlenceli bir ay geçirdim . Bazı günler aksattım tabi ama olsun düzenli yazdım .
En önemli kısmı ise yeni blogcanlarla tanıştım eskiden takip ettiğim ama hergün uğrayamadığım blogları yeniden keşfettim. Umarım katılan herkes aynı tadı almıştır. Ve tabi ki sevgili Ezgi'ye sonsuz teşekkürler .

 Üçgen motifli battaniyemin boş kenarlarını doldurdum. Bir sıra da kenar oyası yaparsam tamam olacak .

Kitabı alıp okumaya niyetlendim başladım yarım kaldı arkadaşım okudu onun arkadaşı okumak istedi kendilerine kitabın yenisini aldılar sonra başka bir arkadaşım okudu. Bugün tekrar başlayıp yarım bırakmadan bitirebilmeye niyet ettim.

Bazı günler enerjin düşük uyanırsın yada bir şey olur modun düşer . Ne yaparsın da modunu yukseltirsin var mı bir önerin ?
Mesela bugün öyleyim. Soğuk suyla yüzümü yıkarım birkaç kez ve bir kahve içerim . Zamanım varsa sevdiğim birşey yaparım kitap okurum mesela yada evdeysem örgü örerim. Derin nefesler alıp vermek ve kahve koklamak iyi gelir mesela. Hatta evdeysenevdeysem suyla oynamak hoşuma gider bulaşık falan toplarken oyalanirim.

Fotoğraf alıntı.
Havalar nasıl olursa olsun sizin havanız güzel olsun .

Kitabım dün bitti kısa öyküler ve masallardan oluşan bir kitap . Ben sevdim çok yormayan bir kitaptı tavsiye ediyorum okumadiysaniz okuyun .

Meydan okuma da sona dogru ~24~

Dün kü konu başlığını bugün yazabiliyorum. Farklı şehirlerde yaşıyoruz belki de aynı şehirdeyiz. Ama herkesin önerisi farklı olacaktır. Bir gün de neler yapabilirim neler yer içerim .
Eskişehir'de 4 seneye yakındır yaşıyoruz fakat eşim buralı olduğu için senelerdir gelip gidip gezdik. Malum günlük tur gezileri var nereleri gezdirip neler yedirip icirirler bilemiyorum . Gezmeye trenle geldiğinizi varsaysam farklı otobüs farklı en iyisi siz arabanizla gelin . Adalar mesela porsuk nehrinin iki yanında kafeler var güzel bir kahvaltı ile başlayabilirsiniz ordan isterseniz yürüyerek Köprübaşı ve oradan Odunpazarı'na geçebilirsiniz. Yürümek beni bozar derseniz tramvay var hemen bilet alıp atlayın tramvaya odunpazarı için otogar tramvayina binin Atatürk lisesi durağında inin.

 Yürüyerek geçerken bu giybetci teyzelerle karsilasmaniz olası.

Odunpazarı'nı gezerken evden kafeye dönüştürülmüş sevimli otantik kafelerden birisinde çi börek yiyebilirsiniz yada atlihan çarşısının orada ki salaş lokantada balaban kebap yiyebilirsiniz . Açıksa cam sanatları müzesine girin. Kurşunlu kulliyesini gezip cam atolyesini ziyaret edin. Arabanız varsa yukarı şelale parka çıkabilirsiniz . balmumu ve kurtuluş muzeleride odunpazarında yani bir taşla çok kuş vurmak diyelim . Hemen bir taksiye atlayıp sazova parkına geçebilirsiniz .

 Bilim müzesi miniaturk su altı müzesi masal satosu parkta yer alıyor.

 Iki fotoğraf adalardan.

Fotoğraflar eski oldu biraz kusura bakmazsiniz diye umuyorum. Eskiden turist gibi gezerken çok fotoğraf çekerdim hepsi pc de kaldı. Artık yerleşik hayata geçtik fotoğraf koleksiyonum azaldı. Gelin gezin çok güzel şehir. 

Başlıksız

Bazen dalıp gidersin pencereden dışarıya ,bakarsın havaya,ağaçlara ,insanlara... aklından geçenlere bakarsın. Belki söylenmemiş bir kelime bir daha asla söyleyemeyeceğin yada söylenmiş ama geri alamayacağın bir sözcük. Okumak isteyipte okuyamadığın kitap yada defalarca okuyup yine elinde olsa okuyacağın o eski kitap. Dalarsın bazen bakarken evinin penceresinden uzaklara, çocukluğuna ,gençliğine ,gerçekleşen hayallerine ,gerçekleşmeyen hayallerine... kimine oldu diye şükredersin ,kimine olmadı diye. Birkaç damla yaş süzülürken gözünden özlersin ....

posted from Bloggeroid